Şirketlerin büyüme, yeniden yapılanma veya stratejik yatırım hedeflerini gerçekleştirmesinde birleşme ve devralmalar (M&A) kritik bir role sahiptir. Bu süreçler yalnızca finansal bir işlem değil; aynı zamanda ticari, hukuki ve idari açıdan karmaşık bir dönüşüm sürecidir.
Birleşme ve devralma işlemleri, şirketlerin sürdürülebilir büyüme sağlamasına, piyasa konumunu güçlendirmesine ve yeni yatırım fırsatlarına erişmesine olanak tanır. Ancak her aşamasının titizlikle planlanması gerekir; çünkü en küçük bir hukuki eksiklik, ileride ciddi mali ve operasyonel riskler doğurabilir.
Birleşme ve devralma süreci, yalnızca bir sözleşmenin imzalanmasından ibaret değildir. Süreç, ön inceleme (due diligence) çalışmalarından sözleşme hazırlıklarına, rekabet hukuku değerlendirmesinden onay süreçlerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsar.
Başlıca aşamalar şunlardır:
Hukuki İnceleme (Due Diligence): Hedef şirketin mali, hukuki ve ticari durumunun ayrıntılı incelenmesi.
Sözleşme Hazırlığı ve Müzakeresi: Pay devri, hisse alım-satımı veya birleşme sözleşmelerinin hazırlanması ve müzakeresi.
Rekabet Kurumu ve Resmi Onay Süreçleri: Gerekli izinlerin alınması, bildirimlerin yapılması.
Vergisel ve Mali Düzenlemeler: Birleşme veya devralmanın vergi açısından en uygun şekilde yapılandırılması.
Yapısal Uyum ve Geçiş Süreci: Birleşme sonrası yeni organizasyon yapısının hukuki çerçeveye uygun hale getirilmesi.
Her adım, stratejik ve hukuki uzmanlık gerektirir. Bu nedenle sürecin profesyonel şekilde yönetilmesi hem risklerin azaltılmasını hem de hedeflenen faydanın tam olarak elde edilmesini sağlar.
M&A işlemleri doğru yönetilmediğinde, şirketler ciddi hukuki ve mali yaptırımlarla karşılaşabilir. Özellikle rekabet hukuku, vergi yükümlülükleri ve sözleşme ihlalleri bu alandaki en yaygın risklerdir.
Olası riskler arasında şunlar yer alır:
İzin veya bildirim eksiklikleri nedeniyle işlemin geçersiz sayılması
Sözleşmeden doğan tazminat yükümlülükleri
Vergi cezaları veya geçmiş dönem borçlarından sorumluluk
Rekabet Kurumu’nun idari yaptırımları
Bu risklerin önlenmesi, sürecin başından itibaren profesyonel hukuki danışmanlık alınmasına bağlıdır.
Birleşme ve devralma süreçleri, çok sayıda mevzuatın kesişim noktasında yer alır. Şirketler, yalnızca ticaret hukukuna değil, aynı zamanda vergi, rekabet, sermaye piyasası ve iş hukuku düzenlemelerine de tabidir.
Profesyonel hukuki destek;
Risklerin erken tespitini,
Sözleşmelerin doğru yapılandırılmasını,
Yasal izinlerin zamanında alınmasını,
Vergisel avantajların sağlanmasını
mümkün kılar. Bu sayede birleşme veya devralma, yalnızca bir hukuki işlem değil, stratejik bir başarıya dönüşür.
Mecit Kahraman Hukuk Bürosu olarak birleşme ve devralma süreçlerinde müvekkillerimize uçtan uca hukuki destek sunuyoruz. Amacımız, yalnızca işlemin tamamlanmasını değil; aynı zamanda ticari hedeflerin güvenli, şeffaf ve sürdürülebilir biçimde gerçekleştirilmesini sağlamaktır.
Bu kapsamda sunduğumuz başlıca hizmetler şunlardır:
Birleşme, bölünme ve hisse devri sözleşmelerinin hazırlanması
Hukuki inceleme (due diligence) süreçlerinin yürütülmesi
Rekabet Kurumu ve ilgili otoriteler nezdinde izin ve bildirim işlemleri
Vergisel yapılandırma ve risk analizi
Ulusal ve uluslararası birleşme/devralma işlemlerinde danışmanlık
Birleşme sonrası kurumsal uyum ve yeniden yapılanma süreçlerinin planlanması
Deneyimli ekibimiz, her dosyayı teknik ve stratejik açıdan değerlendirerek müvekkillerimize en uygun hukuki çözümleri sunar.
Birleşme ve devralmalar, yalnızca şirketlerin değil, yatırımcıların ve çalışanların geleceğini de şekillendirir. Bu nedenle sürecin profesyonel bir hukuk ekibiyle yürütülmesi, başarıya giden en güvenli yoldur.
Mecit Kahraman Hukuk Bürosu olarak bizler, birleşme ve devralma alanındaki bilgi birikimimiz ve titiz yaklaşımımızla müvekkillerimizin yanında yer alıyor, her aşamada çıkarlarını koruyoruz.
Birleşme ve devralma süreçleri, yalnızca ticari değil, aynı zamanda stratejik ve hukuki bir dönüşüm sürecidir. Doğru hukuki planlama yapılmadığında, bu işlemler uzun vadede ciddi mali ve idari riskler doğurabilir. Mecit Kahraman Hukuk Bürosu olarak, birleşme veya devralma planlayan tüm yerli ve yabancı şirketlere hukuki güvenlik, veri gizliliği, adil değerleme ve sözleşme koruması sağlayarak sürecin her aşamasında yanınızda yer alıyoruz.
Amacımız; ticari hedeflerinizi gerçekleştirmeyi kolaylaştıran, güvenli, şeffaf ve mevzuata tam uyumlu bir birleşme veya devralma süreci yürütmektir.
Birleşme, iki veya daha fazla şirketin tek bir tüzel kişilik altında birleşmesidir. Amaç, kaynakları birleştirmek, maliyetleri azaltmak ve rekabet gücünü artırmaktır.
Devralma, bir şirketin başka bir şirketin hisselerini veya varlıklarını satın alarak kontrolü ele geçirmesidir. Bu işlem genellikle stratejik büyüme veya pazara giriş amacıyla yapılır.
Süreç; ön inceleme, değerleme, rekabet izinleri, genel kurul kararları, sözleşme hazırlanması ve tescil işlemleriyle tamamlanır.
Hedef şirketin borçları, davaları veya riskleri ortaya çıkarılarak, alıcı şirketin ileride zarar görmesi engellenir. Bu, birleşme öncesi en kritik aşamadır.
Evet. Belirli büyüklükteki birleşme ve devralmalarda Rekabet Kurumu’nun izni zorunludur. İzin alınmadan yapılan işlemler geçersiz sayılabilir.
Birleşme sözleşmesi, tarafların iradesine göre hazırlanır ancak mutlaka hukuki danışman desteğiyle yapılmalıdır. Hatalı düzenlenen sözleşmeler ciddi mali sonuçlar doğurabilir.
Devralma sonrasında çalışanların tüm hakları yeni şirkete geçer. Bu, İş Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu ile güvence altındadır.
Evet. Ancak yabancı yatırımcıların tabi olduğu özel düzenlemeler, izinler ve sermaye kısıtlamaları bulunmaktadır. Bu nedenle ön danışmanlık alınması gerekir.
Ortalama süre, işlemin büyüklüğüne ve kurum onaylarına göre 3 ila 9 ay arasında değişebilir. Rekabet izni süreci bu zamanı etkileyebilir.
Hukuki inceleme, sözleşme hazırlığı, şirket değerleme koordinasyonu, rekabet başvuruları ve birleşme sonrası uyum süreçlerinde kapsamlı danışmanlık sağlıyoruz.