Borç ve alacak ilişkileri, hem bireyler hem de ticari işletmeler açısından günlük hayatın ve ekonomik düzenin önemli bir parçasıdır. Ancak borçların zamanında ödenmemesi, taraflar arasında ciddi uyuşmazlıklara yol açabilir. İcra hukuku, alacaklıların haklarını koruyan ve alacaklarını yasal yollarla tahsil etmelerini sağlayan hukuk dalıdır. Bu alan, yalnızca borcun ödenmesini değil, aynı zamanda taraflar arasında adaletin sağlanmasını da amaçlar.
İcra hukukunun temel hedefi, alacaklının hakkını güvence altına almak ve borçlunun yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamaktır. Bu süreç, yalnızca bireyler için değil, ticari hayatın sürekliliği açısından işletmeler için de büyük önem taşır. Özellikle şirketlerin alacaklarını zamanında tahsil edememesi, nakit akışında ciddi sorunlara ve mali kayıplara neden olabilir.
Bu nedenle icra hukukunun sağladığı yasal yollar, ekonomik düzenin güvenle işlemesi için kritik bir rol oynar.
İcra hukuku kapsamında alacakların tahsili, belirli bir prosedüre bağlıdır. Bu süreç, alacaklının başvurusu ile başlar ve borcun ödenmesine kadar devam eder.
Başlıca adımlar şunlardır:
Ödeme Emrinin Tebliği: İcra dairesi tarafından düzenlenen ödeme emri borçluya gönderilir.
İtiraz Süreci: Borçluya tanınan yasal süre içinde borca itiraz etme hakkı vardır.
İtirazın Kaldırılması: Borçlunun haksız itirazı halinde, alacaklı tarafından mahkeme yoluyla itiraz kaldırılabilir.
Haciz İşlemleri: Borcun ödenmemesi halinde borçlunun mal varlığına haciz konulur.
Satış Aşaması: Haczedilen mallar satılarak alacaklıya ödeme yapılır.
Bu aşamaların her biri teknik bilgi gerektirdiği için uzman desteği olmadan yürütülmesi, sürecin uzamasına veya hak kayıplarına yol açabilir.
İcra takibinin doğru yönetilmesi, hem alacaklıların hızlı tahsilat yapmasını hem de hukuki sürecin adil bir şekilde ilerlemesini sağlar.
İcra hukuku yalnızca bireyler için değil, özellikle işletmeler için de büyük önem taşır. Ticari alacakların zamanında tahsil edilememesi, işletmelerin mali dengesini bozabilir ve büyüme hedeflerine zarar verebilir.
Bu noktada icra hukuku:
Şirketlerin ticari alacaklarını güvence altına alır.
Sözleşmelerden doğan borçların tahsilini sağlar.
İş dünyasında güven ortamının devamlılığını destekler.
Ticari hayatın sürdürülebilirliği için, icra hukukuna dayalı güçlü ve etkin çözümler, şirketlerin finansal sağlığını korur.
İcra ve iflas süreçleri, teknik bilgi gerektiren karmaşık hukuki prosedürler içerir. Yanlış atılacak adımlar, alacağın tahsil edilememesine veya sürecin yıllarca uzamasına neden olabilir.
Profesyonel hukuki desteğin sağladığı avantajlar:
Doğru Süreç Yönetimi: İcra takibinin tüm aşamalarında hatasız ilerleme.
Hak Kaybının Önlenmesi: Borçlunun haksız itirazlarına karşı etkin savunma.
Hızlı Tahsilat: Alacağın en kısa sürede alınmasını sağlayan stratejik adımlar.
Ticari Güvenliğin Korunması: İşletmelerin finansal istikrarının sağlanması.
Bu nedenlerle icra davalarında uzman desteği almak, hem sürecin güvenliğini hem de alacağın tam olarak tahsil edilmesini sağlar.
Mecit Kahraman Hukuk Bürosu olarak, icra ve iflas hukuku alanındaki deneyimimizle müvekkillerimizin alacaklarının en hızlı ve etkin şekilde tahsil edilmesini amaçlıyoruz. Her dosyanın kendine özgü detaylarını dikkate alarak müvekkillerimize özel çözümler sunuyoruz.
Hizmetlerimiz arasında:
İlamsız ve ilamlı icra takiplerinin başlatılması ve yürütülmesi
Borçluya gönderilen ödeme emrine itiraz ve itirazın kaldırılması süreçleri
Haciz ve satış işlemlerinin takibi
Şirketlerin ticari alacaklarının tahsili
İcra ve iflas davalarında temsil ve danışmanlık
Bu hizmetlerle, müvekkillerimizin haklarını korumayı ve süreci en hızlı şekilde sonuçlandırmayı hedefliyoruz.
İcra hukuku, alacaklıların haklarını koruyan ve ekonomik düzenin sağlıklı işlemesini sağlayan en önemli hukuk dallarından biridir. Hem bireysel hem de ticari alacakların tahsili için hukuki süreçlerin doğru yönetilmesi şarttır.
Mecit Kahraman Hukuk Bürosu olarak bizler, icra ve iflas hukuku alanındaki uzmanlığımızla müvekkillerimizin haklarını titizlikle koruyor, sürecin adil ve hızlı bir şekilde sonuçlanmasını sağlıyoruz.
İcra takibi, alacaklının mahkeme kararı olmaksızın (ilamsız) veya bir mahkeme ilamına dayanarak (ilamlı) alacağını devlet gücüyle tahsil etmesini sağlayan yasal süreçtir. Bu süreç icra dairesi tarafından yürütülür.
Borçlu, ödeme emrine süresi içinde itiraz etmez veya borcunu ödemezse alacaklı haciz talebinde bulunabilir. Haciz işlemiyle borçlunun menkul, gayrimenkul veya dijital varlıkları tespit edilip satışa konu edilebilir.
Genel kural olarak haciz işlemleri mesai günlerinde yapılır. Ancak borçlunun açık rızası varsa veya gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda (örneğin kaçak malların muhafazası) tatil günlerinde de yapılabilir.
Evet. YouTube, Instagram, TikTok, Twitch gibi platformlardan elde edilen gelirler düzenli kazanç sayılır. Bu gelirlerin tespiti banka kayıtları, ödeme sağlayıcılar ve 89/1 haciz ihbarnameleriyle yapılır.
Eğer haczedilen mal üçüncü kişiye aitse, o kişi istihkak davası açarak mal üzerindeki mülkiyetini ispatlayabilir. Fatura, tapu veya sözleşme gibi belgelerle bu iddia desteklenmelidir.
Borçlunun ve ailesinin geçimi için zorunlu eşyalar (örneğin temel ev eşyaları, çalışma araçları) haczedilemez. Ancak borçlu bu korumayı kötüye kullanırsa alacaklı, icra mahkemesine şikâyet edebilir.
Borçluya gönderilen ödeme emrine 7 gün içinde itiraz edilmelidir. Bu süre kaçırılırsa takip kesinleşir. Haklı bir mazeret varsa (örneğin tebligat hatası, sağlık sorunu) “gecikmiş itiraz” hakkı kullanılabilir.
Rehinli malın satışı, alacağın tamamını karşılamazsa kalan kısım “rehin açığı” olarak adlandırılır. Alacaklı, bu fark için ayrıca ilamsız takip başlatabilir.
Evet. Taraflar, kıymet takdiri raporunun tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesine başvurarak itiraz edebilir. Yanlış değerleme, eksik inceleme veya emsal hataları bu itirazın gerekçesi olabilir.
Evet, ekonomik değeri olan tüm kripto varlıklar haczedilebilir. Ancak bunların dijital cüzdanlarda bulunması nedeniyle teknik olarak özel prosedürler uygulanır.
İcra süreci teknik bilgi ve yasal süre takibini gerektirir. Avukat desteği, hem usul hatalarının önlenmesini hem de mülkiyet hakkının güvenli biçimde korunmasını sağlar.